Hakkında
I Want to Live Life Effortlessly
Hayatımın baharı olan 27 yaşında, bir profesörün tatlı diline kanıp asistanı olmaya karar verdim. Sonundaysa çalışma masamın başında ölüp reenkarne oldum.
Tanrı acıdığı için bana ikinci bir şans verdi diyordum ki bir romandaki kötü kadın olarak doğduğumu fark ettim. Bu kadının sefil kaderinden kaçınmak için 15 yaşındayken manastıra giden bir araba tuttum.
Fakat bulutsuz gökyüzünde bir anda ortaya çıkan bir fırtına sonucu kaza yaparak yine öldüm. Şimdi tekrardan berbat bir işte çalışan bir asistan olarak doğdum. Neler oluyor lan?
En azından yeniden hayattayım, bari huzurlu bir şekilde yaşayayım derken savaş çıktı.
“Kiel, buraya gel! Efsane bir kaçış planım var!”
“Öyle mi dersiniz, Profesör Romellen?”
“Tabii ki! Bana güvenmiyor musun?”
“Hayır.”
“…”
Kötü bile olsa ilişki ilişkidir derler. Ben de bu sözden yola çıkarak hocamın bu “efsane kaçış planına” güvendim.
“Umarım yüzde birlik başarı şansını yakalayabiliriz. Bugünden itibaren ömür boyu olan anlaşmamız sonlanmıştır. Tebrik ederim!”
Sırtımdan bıçaklandım. Deneylerle kafayı bozmuş o adama güvenmemeliydim. Yüzde doksan dokuz başarısızlık oranı olan icadı patladı.
“Lütfen… Yeter artık…”
Acınası haykırışlarım boşlukta yankılanıp kayboldu. Gözlerimi tekrar açtığımda ben ortalıkta yokken bilinmeyen bir ruhun ikinci hayatımda sebep olduğu karışıklıklarla yüz yüze geldim. Şimdi yine bu dünyanın kötü kalpli kraliçesi olan Serena’nın 26 yaşındaki bedenindeyim.
Lanet olsun!
Bu fazla olmaya başladı…
(Tebrikler, Hayat Ağacı tarafından seçildiniz.)